• 0090 532 2453920
  • yuhayproje@gmail.com

Category ArchiveDekorasyon Yazıları

Son Dokunuşlar

Ev dekore etmek zorlu bir süreç oluyor. Tabii bir fikriniz yoksa… Nasıl ve nerden başlayacağınızı bilmemek maddi manevi zorluk yaşatacaktır. Bu yüzden genellikle olduğu gibi ev dekorunda da belli bir sıra izlemelisiniz. Sizlerin bu zorlukları yaşamaması için bir kaç ipucu 😉

*İlk başta uygulamak istediğiniz tarzı ve rengi belirleyin. Hangi oda ne renk olsun, hangi tarz mobilyalar kullanılsın bunu planlayarak başlayabilirsiniz.

*Hemen bir bütçe belirleyin.

*Daha sonrasında kendinize bir tablo oluşturun. Nerede hangi renk kullanacaksınız, nereler de tadilat olacak. Bu tablo üzerinden tek tek gidin.

*Tadilat olacak bölümlerde, elektrik, tesisat işi varsa öncelikle bunları halledin. Çünkü, eşyalar eve girdikten sonra bunları yapmak çok daha zor olacak. Mutfak, banyo gibi yerler de yenilenecekse onlarda bu süreçte olmalıdır.

*Tadilattan hemen sonra boya ve duvar kâğıdı uygulaması yapılmalıdır.

*Seçtiğimiz tarzda ki mobilyaları şimdi yerleştirebiliriz.

*Şu an bu aşamaya geldikten sonra fikrinizi değiştirmek size maddi kayıp ve manevi yorgunluğa sebep olur. Bu sebepten dolayı ilk başta yaptığımız tabloya gerçekten istediklerinize uygun olmalı.

*Tadilat ve mobilya yerleşiminden sonra avize, halı, perde ve aksesuar seçimlerinizi yapın.

Son dokunuşlar bunlar olmalı

Stüdyo daire de yaşam…

Ülkemizde son yıllarda keşfedilen stüdyo daireler, tüm dünyada gençler ve yeni evliler tarafından çoktan kapışıldı. Artık ülkemizde de stüdyo ve benzeri loft gibi mekanlar için inşaatlarda daha çok yer ayrılıyor. Bu dairelerin ufak olması kullanışsız olduğu anlamına gelmemeli. Eğer bu tarz bir daireye sahipseniz öncelikle bilmeniz gereken küçük dokunuşlarla nasıl değişik ve güzel bir yaşama alanı yaratabileceğinizi düşünmek. Genellikle stüdyo daireler küçüklüğüne rağmen fonksiyonel, pratik bir tasarım ve ergonomik ürünlerle içinizi tasarlanmıştır. Loft dairelerin bazılarında bir balkona rastlamak mümkün olduğu için stüdyolara oranla daha ışıklıdır diye düşünebilirsiniz. Bunun dışında stüdyo ve loft daireler arasında yaşam ve dekorasyon açısından fark bulunmamaktadır.
Kendinizi üniversite eğitimi almak için başka bir şehre taşınmış olarak hayal edin. Tabii ki anne-babanızla aynı evi paylaşıyordunuz, şimdi gideceğiniz ev ise öncekinin 1/3’i kadar. İlk yapmanız gereken mekan büyüklüğü algınızı değiştirmek,ve eşyalarınızı getirmeden önce bir gözden geçirmektir.Lüzumsuz hiçbir eşyanın bir stüdyo dairede yeri yoktur.Kullanılmayan hiçbir eşyanın böyle bir mekanda kendine yer bulması mümkün değildir.
Stüdyo dairelerde oturabilmenin başka bir gereği de mekanda dağınıklığa izin vermemektir. Mekan sınırlı olduğu için her türlü fazlalık ve dağınıklık sizi rahatsız eder. Dağınık bir stüdyoda yaşamak gerçekten çekilmez olabilir. Aklınızdan çıkarmamanız gereken diğer bir kural ise, dairenin dekorasyonunda kullanacağınız eşyaların mutlaka çok fonksiyonlu olmasıdır. Böylece çok amaçlı eşyalar ile sandığınızdan daha çok yer kazanabilir ve hayatınızı renklendirebilirsiniz.
Bir stüdyo daireye taşınırken sizi en çok rahatsız edebilecek diğer bir konu ise mutfak ile salonun içiçe olmasıdır. Genellikle kapılarla ayrılan bu mekanların bir arada bulunması ilk başta alışıla gelmedik olarak tanımlansa da iyi bir mimarın elinde çok keyifli ve rahat bir yaşama alanına dönüşebilir. Stüdyo dairelerde çok önemli diğer bir konu ise doğal ışıklılık ve güneşin geliş yönüdür. Bunun için mekanı satın almadan veya kiralamadan önce çok iyi incelemek gerekir. Başka bir odanız olmadığından bulunduğunuz yerden gökyüzüne bakabilmek, geniş pencereden havayı solumak sizin için oldukça kıymetlidir. Tüm eylemlerin aynı alanda yapılıyor olması sizin bu alanı çok fonksiyonel kullanmanızı ve kendinizin de iyi organize olmanızı gerektirir. Her köşenin, ufacık bir boşluğun bile en faydalı biçimde işlevselleştirilmesi sizin burayı kullanım amacınıza bağlı olarak gelişir. Mekanın küçüklüğüne rağmen fonksiyonel, pratik bir tasarım ve ergonomik ürünlerle içinizi geniş tutabilecek, dekoratif bir mekan elde edebilirsiniz. Burası sizin hem salonunuz,  yatak odanız, hem de mutfağınız, çalışma odanızdır. Mekan küçük de olsa, bölümlere  çeşitli yükseltiler vererek görsel bir ayırıma gidilebilir. Bu yükselti yerden yaklaşık 150 cm. Bir merdiven basamağı gibi olursa çeşitli kapaklarla içleri malzeme koymak için kullanılabilir. Onun dışında, hangi bölüm kapatılmak isteniyorsa fazla yüksek olmayan, hareketli bir paravan en ideal bölme şeklidir. Bazı stüdyo ve loftlarda tavan yüksek olduğu zaman içten bir asma kat yapılabilir. Burada merdiven çıkışı kitaplık, altı da oturma bölümü olarak çok rahatlıkla kullanılabilir. Üst tarafta genellikle yatak bulunur ve sizin gizli bölmenizdir. Yatağın yanına çeşitli boyutlarda sabitleyeceğiniz raflar hem komodin yerine geçer, hem de başucunuza dekoratif bir özellik katmış olurlar. Tavan yüksek değilse, duvara gömme yatak ya da çek yatlar kullanışlıdır. Bu yatak aynı zamanda çarşaf, yorgan, yastık gibi ürünlerin saklanacağı bir geniş çekmece özelliğini de taşıyabilmeli. Giysi dolabı kapısının sürgülü olması da daha doğru bir seçimdir. Dolap kapaklarındaki boy aynası hem kullanışlılığı, hem de mekanı görsel olarak büyültmesi bakımından iyi bir efekt verecektir.
Kütüphane için yeriniz darsa, tavanları raflayarak kitaplarınızı yerleştirebilirsiniz. Bu raflar aynı zamanda aydınlatma için de iyi bir çözümdür. Böylelikle mekanınızda hem yerden tasarruf eder, hem de ona dekoratif bir görünüm kazandırırsınız. Dar alanlar için kapakları açıldığında büroya dönüşen kompakt kitaplık-masa birimi de tercih edilebilir. Masa gene görsel olarak iki bölüm arasındaki geçişi sağlayabilir. Hem çalışmak, hem de yemek yemek için aynı masayı kullanabilirsiniz, ama sürekli bir toplama yerleştirme işlemi yapılacağından bu şekil zamanla sizi yorabilir. Çalışma masası hareketli olursa o anki kişi sayısı ve aktiviteye göre yeri değiştirilebilir. Yemek masası ise duvara sabit, açılıp kapanır bir sistemde tasarlanırsa mekanda yer kazandırır. Çalışmak için yüksekliği ayarlanabilen, tekerlekli bir iskemle seçilip, yemek masası içinse katlanabilir iskemleler kullanılmalıdır. İyi bir aspiratörle koku sorununuz olmayacağından burada çoğunlukla açık mutfak yapılır. Kapalı olmasını istiyorsanız, akordeon kapılı bir sistemi tercih edin. Mutfak duvarları her türlü aletin ankastre olarak yerleşimine imkan verir biçimde tasarlanmalıdır.

Evinizin girişi önemlidir…

Evimize girerken aradığımız ferahlığı ve atmosferi yansıtmak bizim elimizde! Size bahsedeceğim birkaç detay ile her gün evinize girip çıkarken; misafirlerinizi karşılarken kullandığınız antreleri daha ferah ve kullanışlı hale getirebilirsiniz.
k1Gerçeğini aratmayan yapma çiçekler, evinize her girdiğinizde ruhunuzu tazeleyecektir. Hatta koku veren çiçek formlu mumlar, sevimli vazolar bile bu tazeliği pekiştirecektir.
Puflar hem konformist hem de estetiklik açısından antrelerde çok önemli bir yere sahiptir. Mutlaka puf kullanmalısınız. Hatta tercih edeceğiniz desenli bir puf, ayakkabılarınızı rahat bir şekilde giyip çıkarmanız için en büyük yardımcılarınızdan biri olurken, dekoratif bir görünüm katıp aradığınız atmosferi yansıtacaktır.
Kapıdan içeri girdiğinizde alanınız her ne kadar dar olursa olsun ferah hissedebileceğinizi asla unutmayın. Dar alanlar için duvarınıza asacağınız bir aynayla derinlik kazandırarak, olduğundan biraz daha geniş gösterebilirsiniz. Yine aynı şekilde büyük portmantolar yerine asacağınız askılıklarla da yerden tasarruf edebilirsiniz.
Ve unutmadan küçük bir detay daha vermek istiyorum, evinizin girişini temsil eden antrelere koyacağınız fotoğraf çerçevesi, daha sıcak ve samimi bir karşılama sağlayacaktır.

Sehpalarımızı güzelleştiriyoruz….

Ev dekorasyonunda en önemli ve göz önünde olan mobilyalarımızdan birisi de orta sehpalardır. Orta sehpalarımızı süslerken çok düşünürüz… Acaba hangi renk objeleri kullanmalıyım, tam ortasına mı, yoksa kenarına mı koymalıyım, sadece bir tepsi yeter mi, peki bu koyduklarım tarzıma uyar mı, peki gelen arkadaşlarıma servis için yeteri kadar yer kalıyor mu gibi soruları kendi kendimize sorarız…Ben bunun için yanınızdayım. 🙂

sehpa süs

Orta sehpalarımızı güzelleştirip  günlük yaşamımızda hem bize görsel keyif verecek, hem de  kullanım  kolaylıkları sağlayacak bir kişilik kazandıracağız. Burada tabi ki devreye sizin yaratıcı fikirleriniz de giriyor.

sehpa süs1

Öncelikle dekorasyonumuzun rengine ve tarzına uyum sağlayacak aksesuarları ve eşyaları bu noktalarda bir araya getireceğiz. Bunun için elinizin altında tepsiler,mumlar, çeşitli objeler olmalı.Böylece sehpanızın üzerinde objelerle çok sayıda  kombinasyon oluşturabilirsiniz. .Bence modası geçmeyecek tepsiler içerisinde belirli temalı kümeler oluşturarak aksesuarları bir araya getirerek ilk tasarımlarımızı oluşturabiliriz.

sehpa süs2

Sehpa üzerinde dekorasyon fikirleri sehpanızın şekline, rengine göre ve diğer eşyalarınıza göre bir dekor oluşturmalısınız. Örneğin yuvarlak bir sehpanız varsa yuvarlak bir tepsi kullanmalısınız. Oluşturacağınız dekorasyon odanın renklerine de uygun olmak zorundadır. Bir ressam edasıyla evinizdeki renkleri ahenkle aksesuarlarınızda da kullanın.

sehpa süs3

Çanaklar, tabaklar sehpalarda yer alır, ayrıca vazolar, şamdanlar, fener ve kandiller de kullanılacak aksesuarlar arasında ilk sıralarda gelir.

sehpa süs4

İlginç bitkiler ve çiçekler ortama canlı ve yaşayan bir enerji katacaktır. Yeşil renkli bitkiler, bonzailer, sonbahar yaprakları dekor amaçlı kullanılabilir. Ağaç gövdeleri ve dalları dekorasyonda farklı dokunuşları hayata geçiren malzemelerdir.

Belirli zamanlarda, bayram ve kutlamalarda günün konseptine uygun fikirlere yer verebilirsiniz. Unutmayın tüm objeler  istediğinizde elinizin altında  sadece tasarlayıp kullanmak size kalmış.

İyi bir tasarımcı olmak için…

Tasarımlarınızı başkalarıyla paylaşmadan önce karşılaşacağınız olumsuz tepkiler ve eleştirilere hazırlıklı olmalısınız. Öncelikle evinizin büyük veya küçük olmasını hiç düşünmeden kendinize tasarımlarınızı göstereceğiniz bir oda veya köşe seçmekle başlayın. Yapacağınız ufak tefek değişikliklerle sanki evinizin dekorasyonunu yenilemişçesine bir etki yaratacaksınız.
Salonda yapacağınız değişikliğe bütünden değil, detaydan başlayabilirsiniz. Bunun için önereceğim eşyaların başında abajurlar geliyor. Abajur ayaklarının modası çok çabuk geçmediği için değişikliği başlıklarda yapmak akıllıca olacaktır. Retro bir görünüm istiyorsanız davul şeklinde, yumuşacık ışık istiyorsanız daha klasik abajur başlıkları seçebilirsiniz. Başlıklardan çoğu belli bir standarda uysa da alışverişe çıkarken abajurunuzun ayağını yanınıza almayı unutmayın.

Erkek Çocuk Odaları (3.yaş) ‘2.bölüm’…

Çocuklarımızın odalarını dekore ederken yalnızca uyumak veya oyun oynamak için değil, o oda onlara ait olduğu için kişiliklerini geliştirdikleri mekanlardır. Özellikle bu yaştaki çocuklar odalarında kendi adlarının yazılı olmasını sorumluluk olarak kabul edip, odayı daha çok sahiplenirler. Bu da onlara sahiplenme ve sahip olmanın sorumluluğunu hissettirir.

Çocuğunuzun deniz, korsan veya gemi konusunu seçtiğini varsayalım. Odanın duvarlarını açık sarı veya mavinin tonlarında bir renge boyayıp özel bir köşeye dalga efekti verdirebilir veya uygun renkte bir duvar kağıdı bordurüyle aynı efekti yakalayabilirsiniz. Ya da strofordan keseceğiniz dalga şekillerini istediğiniz gibi boyayarak duvara yapıştırabilirsiniz. Böylece üç boyutlu bir dalganız olacaktır. Yatakta ise yatak arkalığına yerleştireceğiniz bir dümen, çocuğunuzun isminin yazılı oladuğu bir bayrak veya gözetleme kulesi şeklinde uzun bir kule çok eğlenceli olabilir.

Erkek Çocuk Odaları(3 yaş) 1.bölüm…

 

Bebeklikten erken çocukluk dönemine geçiş yaşı olan 3 yaş, yaşamın sihirli yıllarında ilk rüştünü ispat etme olarak kabullenilir. 3 yaşla beraber erkek çocuğunuz artık bebekliğini bitirmiş neredeyse size ‘kavalyelik’ edebilen bir döneme girmiştir.Aslında bu dönemde odasını değiştirmeyi düşünmek son derece doğal ve yerinde bir karar olacaktır. Erkek çocuk odaları için mavinin tonları, yeşil renkler, sarıjnın tonları canlı ve cezbedici renklerdir.

Bebek odalarında AMAN dikkat !!!

Öncelikle bebek mobilyasında kullanılan cila ve boyayı özellikle sorup araştırmalıyız. Yine odada kullanılan boyanın kokusuz su bazlı olmasına ve genelde silinebilir olmasına ya da duvar kağıdı kullanımına özellikle dikkat etmeliyiz. Tabi aynı tehlikeler bebeğimizin kıyafetlerinde de mevcut. Bebek kıyafetlerinin yıkarken  kullandığımız deterjenlar tene temas ettiği için kanserojen veya benzeri tehlikeleri de beraberinde getirme riskine sahip. Kısa bir zaman önce okuduğum bir araştırma makalesinde bebek kıyafetlerindeki lekeleri çıkartan deterjanların en ağır lekeli bir kıyafetten çok daha fazla bebeğe zararlı olacağını ifade eden cümleler gerçekten ürkütücüydü. Yani kıssadan hisse sevgili anneler, bırakın kıyafetker azıcık lekeli kalsın,titizliğinize kimse laf edemez zaten.

Çocuk odalarında renklerin dili…

Bildiğiniz gibi renkler, hayatımıza parlaklık katmakla kalmayıp, duygularımızı da etkilerler,bizi sakinleştiriler ve iyi hissetmemizde rol oynarlar. Çocuk odası renkleri canlı ve sıcak olmalıdır; renkler ne kadar neşeliyse o kadar iyidir.Fakat bu bütün duvarlarınçok parlak renklerde boyanması gerektiği anlamına gelmez. Çok fazla parlak renk bir kaos yaratır. Diğer taraftan, ahenkle düzenlenmiş bir oda çocuğun düzen anlayışına olumlu etki yapar ve çocuğun erken yaşlarda şekil ve renk duygusunu geliştirmesine yardımcı olur.

Kırmızı, turuncu ve sarı gibi sıcak renklerin uyarıcı etkisi varken; yeşil,mavi ve menekşe gibi soğuk renklerin sakinleştirici etkisi olduğu bilimsel olarak da kanıtlanmıştır.Kontrast renkleri görmek bebeğin derinlik algısının gelişiminde rol oynar. Kontrast renklerden  kasıt yalnızca siyah ve beyaz değildir elbet, kırmızı, yeşil, mavi ve sarı da düşünülmelidir.Önemli olan hangi renk seçilirse seçilsin , bebeğin yattığı yerden görülebilir olması yani bebeğin perspektifinden renklerin görünür olmasıdır.

Sonbahar Bebekleri….

Bildiğiniz gibi sonbahar bebekleri içinde sakin, dengeli ve romantik unsurlar barındıran odalardan hoşlanırlar.Tıpkı kendi kişilik özellikleri gibi.Oldukça detaylı ve titiz bebekler ve çocuklardır özlerinde. Sonbahar bebeklerinin odalarında bebekle uyumlu canlı renkleri akçaağaç ve kiraz ağacının o romantik tonlarıyla kombin bir halde uygulamak çok güzel olacaktır. Örneğin bebek yatağı için seçtiğiniz desenin bir bölümü mavi veya pembe ve diğer bir kısmı da sonbahar yapraklarının renklerini taşıyabilir.

Bebek dolabında da aynı renk kombinasyonlarını uygulamamız çok güzel olacak ve odaya huzurlu ve dingin bir hava vercektir. Tabi ki bu odaya çok renkli ve hareketli oyuncaklarla gereken hareketi vermeliyiz.Böyle bir odada seçilen aksesuarlar da çok önem taşır ve renklerine de özellikle dikkat etmeliyiz ki bebeğin renk farkındalığı ön plana çıksın. Duvar renginde de sarının değişik tonları seçilebilir ve böylece güneşin ışıkları duvarda renk oyunlarıyla büyülü bir oda yaratabilir.

Bebek odasının bir duvarında ayna kullanmak da hem mekanı genişletecek hem de bebeğinizin derinlik ve benlik algısının oluşmasına katkıda bulunacaktır.